Kılıçdaroğlu: “Arsız ve Hırsıza Tavrımız Çok Nettir.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Beytülmal’e dokunan yanacak. Ankara’da ve Türkiye’nin her yerinde halk. Burada vatandaştan çalınan 418 milyar doları görene, o para devletin kasasına girene kadar asla ve asla durmayacağım” dedi. .acı çalacak. Açtıkları telefonda bir ses duyacaklar, ben Kemal’im” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde; grup toplantısında konuştu. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Sayın Genel Önder, küme toplantımıza giderken içeride yer olmadığı için dışarıdan eleştiri aldık. Toplantı salonundaki bazı vatandaşlar üzerinde af yazılı pankartlar açarak sloganlar attı. Kılıçdaroğlu, “Merak etmeyin. Herkese hakkını vereceğim” diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“BARIŞI NE OLDUĞU İLE GETİRECEĞİZ: Ve artık Türkiye şunu bilmeli. Ayrılmayacağız. Onu kucaklayacağız. Kavga etmeyeceğiz, inadımıza barışacağız. Ne olursa olsun bu güzel ülkeye barışı mutlaka getireceğiz. Herkes emin olsun.
AKILCI POLİTİKALAR İLE SORUNLARA ANALİZLER ÜRETECEĞİZ: Biliyorum; Aramızda çek mağdurları var, af isteyenler var, ücretli öğretmenler var, atama bekleyen öğretmenler var. Türkiye’nin her yerinden sorunlar geliyor. Bütün mesele her soruna akılcı çözümler üretmektir. Her soruna akılcı çözümler ürettiğinizde kendine güvenen bir toplum inşa edersiniz. Bu bizim hedefimiz. Kendiyle barışık, sorunu olmayan, var olan sorunları akılcı politikalarla çözen bir siyaset anlayışı. Bu siyaset anlayışını Türkiye’ye taşıyacağız. Nasıl 6 başkan ortada, beraberiz. Birlikte mücadele ediyoruz, birlikte demokrasiyi savunuyoruz. Akılcı politikalarla mevcut sorunlara çözüm üreteceğiz, hiç şüpheniz olmasın.
TÜRKİYE’Yİ HAPİS OLMAKTAN KURTARACAĞIZ: Sibel Tekin belgesel yapan bir arkadaşımız. Tutuklandı, hapsedildi ve hapsedildi. ‘Neden belgesel çektin? Neyse ki adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. güzel bir haber Sevgili Sibel’e şunu söyleyelim, kapalı cezaevinden açık cezaevine geldiniz. Ama Türkiye’yi zindan olmaktan mutlaka kurtaracağız, emin olun.
3,5 AY SONRA SANATÇILARIM, PERSONELİNİZİ ALACAKSINIZ: Dediğim gibi dört bir yandan yağmur gibi ‘Bizim derdimizi de seslendirir misiniz’… Devlet Opera Balesinden de geldi. Bizimle bir yardımcı sözleşmesi yaptıklarını söylüyor. Oysa biz orkestra, bale, koro, solo sanatçılarız, çocuk korosu şefliği yapıyoruz. Bu nedenle figüran değiliz, gerçek anlamda sanatçıyız. Bize takım elbiselerimizi verin diyorlar. Merak etmeyin 3,5 ay sonra sanatçı setlerinizi alacaksınız.
BİRAZ SABIR OLURSANIZ TÜM SORUNLARINIZ ÇÖZÜLECEKTİR: Nitelikli Gelir Uzmanları Derneği… Maliye Bakanlığı’nda çalışıyorlar. Eski bakanlığım, bir anlamda gözüm ağrıyor. beni büyüten; Maliye Bakanlığı ahlakı ve erdemi öğreten bir kurumdur. O yılların Maliye Bakanlığı sadece Türkiye’de değil dünyanın birçok ülkesinde saygınlığı ile bilinen bir bakanlıktı. Orada da adaletsizlikten, hukuksuzluktan söz ediliyordu. Serbest Gelir Uzmanları Derneği, ‘Büyük bir haksızlıkla karşı karşıyayız’ dedi. Bana geldiler dediler. Onlarla konuştum. Bunlar benim meslektaşlarım. Maliye Bakanlığı’nın tüm çalışanları aslında benim meslektaşlarım. CHP kümesinden kendilerine selamlar gönderiyorum. Adaletle çalışmalarını istiyorum. Evet, bunun haksızlık olduğunu biliyorum. Ama sabırlı olmanız gerekecek, 3.5 ay sonra tüm problemleriniz çözülecektir.
PARÇALAYAN HERKESİN GÖSTERDİĞİ GÜZEL BİR ÜLKE KURACAĞIZ: Akaryakıt bayileri… Arabalarımıza akaryakıt alırken çok kazanıyorlar diye düşünmüş olabiliriz. Hatta çoğu çöpe gitmeye başladı. 7 ayda kapanan bayi sayısı 412 ve bunu da heba ediyorlar. Küçük bir AVM’leri olmasa, yani orada bir şey satmasalar tamamen çöpe giderlerdi. Biliyorum ki. Burada 100.000’den fazla insan çalışıyor. Nasıl oluyor da bunun farkına varamıyorlar, alın terleri nasıl bu kadar kaba olabiliyor gözlerine? Akaryakıt bayilerine sesleniyorum. Senin derdini biliyorum. Hatta milletvekillerimiz akaryakıt alırken siz onlara derdinizi anlatıyorsunuz. Toplumun her kesiminde sorunlar var. Bu sorunu çözmeye kararlıyız. Alın teri döken herkesin kazandığı güzel bir ülke kuracağız. Bonustan para kazananlar değil. Alın teri dökenlerin kazandığı bir Türkiye inşa edeceğiz. Beşli çetelerin değil, çok çalışanın kazandığı bir Türkiye inşa edeceğiz.
BU REJİM ARTIK TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ İÇİN BİR HAYAT SORUNU: Tek adam rejimi kurulduğunda ‘Türkiye’nin bütün sorunlarını bir an önce çözeceğiz’ dediler. Bir konuşma yaptılar, meydandan meydana yürüdüler. Vali ve kaymakamları ziyaret etti. Herkes yürümeye başladı. Erdoğan geldi oturdu. Tek adam rejiminin faturası bugün hepimizin önünde duruyor. En küçüğünden en büyüğüne. İşçiden çiftçiye. Memurdan emekliye, sanayiciden tüccara, esnaftan serbest meslek sahibine kadar. Milyonlarca işsizin bildiği bir gerçek var. Bu rejim bizi mahvetti. Bu rejim artık Türkiye Cumhuriyeti’nin beka meselesidir. Türkiye’nin buradan çıkması gerekiyor.
BÖYLECE TEK ADAM REJİMİNİN TÜM TEORİLERİ YIKILMIŞTIR: Türk lirası değer kaybettiğinde dış ticaret açığımız azalır, cari fazlamız olur diyorlardı. 4 yılda cari açık 4 kat arttı. Söylediklerinin tam tersi oldu. Böylece tüm tek adam rejimi teorileri çökmüştür.
DOĞALGAZ FİYATINI NEDEN İNDİRMİYORSUNUZ?: Rusya-Ukrayna savaşının ardından doğalgaz fiyatları yüzde 80 düştü. Dünyada ucuzladı. Erdoğan sessiz kaldı. Ancak Kemal Bey’in dünyadaki gelişmelerden habersiz olduğunu düşünüyordu. Bir haberim var ve hemen söyledim. Kardeşim dünyada doğalgaz fiyatları yüzde 80 düştü, neden doğalgaz fiyatlarını düşürmüyorsunuz. Hızlıca harekete geçtiler, sadece sanayiciler ve doğalgaz santralleri için doğalgaz fiyatını düşürdüler ama biraz düşürdüler. Yüzde 12-13 oranında düşürdüler. Ancak konutlarda veya işyerlerinde değil. Orada düşürmediler. Bir şey daha. En ağır kış mevsiminin en derinden hissedildiği Erzurum, Kars gibi şehirlerimiz var. Buradaki kış yaklaşık 6 ay sürer. Abi sen neden doğalgazın fiyatını düşürmüyorsun? Dünyada yüzde 80 düştü, yüzde 80 ucuza alıyorsunuz. O zaman neden bunu milletin sırtına yüklüyorsunuz ve neden devleti adaletle yönetmiyorsunuz diye soruyorum. Buradan tüm ev sahiplerine ve iş yeri sahiplerine sesleniyorum. Emlak vergisi dahil vergi ödersiniz. KDV dahil tüm vergileri ödersiniz. Üstelik dünyada fiyatı yüzde 80 oranında düşen doğalgazı da size ödetiyorlar. Bu sizin farkında olmadığınız ama bizim fark ettiğimiz haksız bir vergidir. Bunun da bir analizini istiyoruz, konut ve işyerlerinde doğalgaz fiyatını kısa sürede düşürmelerini temenni ediyoruz.
Allah nasip ederse 3.5 ay sonra iktidara gelince görürsünüz. Fakir ve yoksulların hiçbir hanesine, meskenine, meskenine doğalgaz, elektrik ve su kesilmeyecek. Sosyal devlet onların yanında ve hizmetinde olacaktır.
ŞU ANDA 5 MİLYON 400 BİN KİŞİ FUNGER SONUNDA AŞAĞI ALINDI: Kelimenin tam anlamıyla minimum fiyat için büyük artışlar yaptılar. Hepimiz bu artışın enflasyonla 3 aşağı 5 yukarı eriyeceğini varsayıyorduk. Ama bu kadar çabuk eriyeceğini hiç düşünmemiştim. Net alt fiyat 8 bin 506 lira 80 kuruş. Yemek, barınma, giyim, sağlık, ulaşım, kültür… 4 kişilik bir ailenin fiyatları toplanıyor ve buna göre taban fiyat belirleniyor. Taban fiyat alıcılarının sayısı ise yaklaşık 5 milyon 400 bin kişi. Şu anda 5 milyon 400 bin kişi açlık sınırının altında maaş alıyor. Verdikleri asgari fiyat Türk-İş’in belirlediği açlık sınırının altındaydı. Nitekim alın terinin bu kadar ucuz olduğu ve insanların açlığın sınırının altında ücret almaya mahkûm edildiği tek adam rejimi var. Sarayda böyle bir şey yok. 4 yerden maaş alıyorsun, 5 yerden maaş alıyorsun. Bir elim sıcak suda, bir elim soğuk suda. İyi bir ruh halindesin. Ama 5 milyon 400 bin taban ücretliye açlık sınırının altında maaş verilmesi… Orada kınadınız. Tüm taban fiyat arkadaşlarıma sesleniyorum. Benim görevim, iktidarda olduğumuz dönemde hiçbir taban ücretin açlık sınırının altında maaş alamayacağı bir teşkilat kurmaktır.
BRUTUS NACI: Milyonlarca insanı açlığa mahkum ediyorsanız, milyonları işsiz bırakıyorsanız; Bu güç zalim bir güçtür. Bu sıradan bir güç değil, zalim bir güçtür. Bu nedenle kısaca Boğaziçi Üniversitesi’nden kabadayıdan başlayarak bahsetmek istiyorum. Zalimler de korkaktır, korkaklıklarını zulmederek ortadan kaldırmaya çalışırlar. ‘Ben güçlüyüm’ demek istiyor. Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyum atandı. Kayyum neden atanır? Bir zaman kalmıştı, dayanamadı ve gitti. İkincisinde kendi aralarından bir kayyum çıkardılar. Okuldan çıkan kişi tam olarak tanımlarsak aslında bir Brutus’tur. Gerçek anlamda Brutus… Onun yerine Brutus Naci’yi aldılar. Bak, ne yaptı? Öğretmenleri işten çıkardı. Dünyanın saygı duyduğu ve dünya biliminin dikkate aldığı bilim adamları üniversiteden atıldı. Öğrencileri dövdürdüler, hatta bazılarını hapse attılar. Kulüpleri vardı, kulüplerini tamamen kapattılar. Okul 200 sıra geriye düştü. Dünya üniversiteleri sıralamasında 200 sıra geriledi. Bu Brutus Naci durmadı, bu kez okul mezunlarının kendi paralarıyla yaptıkları bir bina var. Binaya da el koydu. Zorbalığa uğradım, burayı da alacağım diyor. Buradan Naci’ye sesleniyorum: Ben zulmü sevmem, haksızlığı sevmem, zulmü sevmem. Bunu yapanları asla affetmeyeceğim. Naci, kayyum sistemine son verince ne oluyor. Gelen geliyor’un ne anlama geldiğini o da görecektir.
DEMOKRASİ TARİHİNDE BİR İLK: Ortak Politikalar Mutabakat Zaptı. Bu, demokrasi tarihimizde bir ilktir. Bunu gururla ifade etmek istiyorum. 6 lider bir araya geldi 6 önde gelen devletin beka sorunu haline gelen tek adam rejimini değiştirmek ve bu ülkeye gerçek demokrasiyi getirmek için bir araya geldik. Cumhuriyet tarihinde 6 lider bir araya gelip 2300’ü aşkın mevcut soruna tek tek çözüm üretse ve oybirliğiyle bu analizi üretse, gönül rahatlığıyla yapsa; Türkiye’nin geleceği parlak, kimse merak etmesin.
KİMSEYİ UYARMAYIN. DEVLETİ YENİDEN KURACAĞIZ: Yolsuzlukla mücadele burada. İşte işsizliği ortadan kaldırmak için alınması gereken politikalar. İşte Türkiye’nin itibarını ve prestijini koruyacak dış politika böyle olmalıdır. Dijitali, bilgiyi ve teknolojiyi nasıl yakalayacağız; İşte burada. Çalınan para nasıl alınır hepsi burada. Kimse merak etmesin. Devleti yeniden inşa edeceğiz. Ahlak, erdem, bilgi ve adalet üzerine inşa edeceğiz.
YOLSUZLUKTAN BESLENİYORLAR: Ne diyorlardı 6 gibi değil efendim. Gösteriye gelemezler, efendim. Sabahtan akşama kadar savaşırlar. Bunu söylüyorlar, bunu söylüyorlar. Ya hiçliğin ortasında kalsan, gelip sana bir fotoğraf verdiler mi? Bir masanın etrafında toplanıp önlerindeki kağıtlarla bu ülkenin sorununu nasıl çözeceklerini düşündüler mi? Bu ülkede; yolsuzluk, hırsızlık. Yolsuzluğu önlemek için bu adımı atmak için bir hüküm çıkardılar mı? Bu memlekette yetimi saçsız bırakanlar var, bunlarla uğraşmamız lazım dediler mi? Oradan beslendikleri için söylemediler. Yolsuzluktan beslendiklerini biliyoruz. Devletin onurunu koruyacağız. Devlet gerçekten devlet olacak.
ONLAR MAL ALIR, BİZ HERKESİN HAKKI VE HUKUKA UYMASINA ÇALIŞIRIZ: 9 ana başlığımız ve 2.300’den fazla analiz sözümüz var. Bunların hepsi ortak karar, ortak imza ve oybirliği ile alındı. Onun için diyorum ki bu bizim tarihimizde bir ilk, demokrasi tarihinde bir ilk. Demokrasi tarihi kitabının tamamını yazacak profesörler bu kitaba atıfta bulunmadan kitap yazamayacaklardır ve bunu herkesin bilmesini istiyorum. Duygularımızla değil aklımızla hareket ederiz, önyargılarımızla değil aklımızla hareket ederiz. Kavga ile değil aklımızla hareket ederek soruları çözmeye çalışıyoruz. Biz onlar hakkında değiliz. Onlar malı alıyor, biz herkesin hakkını ve hukukunu teslim etmeye çalışıyoruz. Yapacağız. Biz cezaevlerinde kimsenin olmadığı, tıklım tıklım cezaevlerinin olmadığı bir Türkiye inşa etmek istiyoruz. Herkesin barış içinde yaşadığı bir Türkiye inşa etmek istiyoruz.
ÇOK KISA ZAMANDA TÜRKİYE’DE HER ŞEY GÜZEL OLACAK: İlk yapacağımız bir durum ve hasar tespit komisyonu oluşturmak olacak. İşte burada. Görevlendireceğimiz bir grup uzman ülkenin durumunu araştırıp raporlayacak ve onu getirecek 6 liderin önüne koyacak. Çünkü ezbere değil, bilinçli kararlar vermelisiniz. Strateji ve planlama organizasyonunu kuracağız. Bu verdiğimiz sözlerin ortasında. Plansız, programsız devlet olmaz. O işin her alanında uzman kişiler, strateji ve planlama organizasyonunda görev alacaktır. Merkez Bankası’nın bağımsızlığını mutlaka sağlayacağız. Ekonomik ve Sosyal Konsey mutlaka çalışacaktır. Var olan sorunlar, sorunu olanlardır diyeceğiz. Bütçe disiplinini mutlaka sağlayacağız. Kamu ihale kanunlarıyla ilgili düzenlemelerimiz var, yönetmelik kesinlikle şeffaf olacak… Merak etmeyin, bunu hayata geçirdiğimiz zaman göreceksiniz, Türkiye’de çok kısa sürede her şey düzelecek.
GÜCÜN ADI DEĞİŞİR AMA MOTAMOT HALKIMIN YOKSULLUKLARINI DEVAM EDERDİ. BİR ERDOĞAN GİDECEK AMA YERİNE YENİ BİR ERDOĞAN ALINDI: Ben başından beri bir konuda çok açık ve net konuşuyorum. Bu beşli çetelerin proje adı altında devlet hazinesinden aldıkları para ve malları 85 milyona ben toplayacağım dedim. Çünkü o para bu ülkenin doğmamış bebeklerinin parasıdır. Bu onların parası değil. Ben bu çetelerle savaş açmadan önce dost meclislerinde çok uyarıldım. ‘Ah, eğer başkan onlarla ilgilenirse, o büyük para seninle ilgilenir’ diye teklif ettiler. Mafyaları var, paramiliter grupları var. Derinlikleri var. “Ah lider, dikkatli ol” diyen insanlarla ve arkadaşlarla bir yere geldim. Bunların hepsi gerçek korkulardı. Seni içtenlikle uyarıyorlardı, sadece dikkatli ol. Her zamanki gibi tüm bunları bilerek ve düşünerek yola çıktım. Bunu söylerken bu sürecin ne kadar kirli bir hal alacağını bilmiyor muydum; karalama kampanyaları yürütülecek, tehditler artacak. Silahların gölgesinde siyaset yapmak zorunda kalacağımı bilmiyor muydum, elbette biliyordum. Çok iyi biliyordum ki görüşme talepleriyle geldiklerinde görüşmeyi kabul edersem bu kirli sistemin nesnesi olmayacağım. Halkımın bunu çok iyi bilmesi ve beni çok iyi anlaması gerekiyor. Bu çetelerin bir kısmı bu saray hükümetinden, yani Erdoğan’dan önce de vardı. Onlar da devletteydiler ve sonra devletteydiler. Gelen her güçle hizalanırlar. Hep bir şeyler değişti ama onlar hep sistemin içinde kaldı. Gelen herkesi doyurdular. Hem derini hem de mafyayı beslediler. Bu yüzden hazineyi öyle kolay soymazlar. Ne kadar karanlık odağınız olursa olsun, onlarla işbirliği yaparsanız hepsini beslemeniz gerekir. Ayrıca insanları nasıl satın alacakları konusunda da uzmandırlar. Onlarla tanışır tanışmaz emin olun aynı zamanda bu çarkın modülü de ben olacaktım. Hükümetin adı değişirdi ama halkımın sefaleti devam ederdi. Yani bir Erdoğan gider, yerine yeni bir Erdoğan gelir. İnsanlarımız sefalet içinde olurdu.
YANLIŞ KAMPANYALAR VE SUikast TEHDİTLERİ GELMEYE BAŞLADI, HÜKÜMET HAZİNESİNDEN TOPLAM 418 MİLYAR DOLARI DURDURDUĞUM ZAMAN: Asıl panik ne zaman başladı biliyor musunuz? Uzman ekiplerim yani tarafımızca görevlendirilen uzman ekiplerimiz; Hazineden çalınan paraların peşine düştüğü an… O raporlar masama geldiği an müthiş bir paniğe kapıldılar. Devlet hazinesinden çalınan toplam para miktarının 418 milyar dolar olduğunu tespit edince karalama kampanyaları ve suikast tehditleri gelmeye başladı. Korkar mıyım, asla. Vızıldar, koşar. Kemal Bey asla geri adım atmaz. Kale hakkında, duvar hakkındayız. Asla ve asla geri adım atmayacağız.
RAPORDA SENİ GÖRMEZSEM SENİ ARARIM: Sahip oldukları her şeyle gelmelerine izin verin. Asla ama asla geri adım atmayacağız, bir santim bile geri adım atmayacağız. Bu vesileyle devletimizin ana kurumlarından biri olan Sayıştay’a ve Sayıştay’ın sayın denetçilerine seslenmek istiyorum. Çünkü bütçeyi yapan Meclis, Meclis bütçesini TBMM adına denetleyen Sayıştay’ın kurumudur. İktidara geldiğimizde raporlarınızda, yazdığınız raporlarda; 418 milyar doları görmezsem, görevini doğru dürüst yerine getirmemişsin demektir. Açıkça demek istiyorum. Raporlarda görmezsem yemin ederim seni yakarım.
TAKSİYE SON BİR ŞANS VERMEK İÇİN RANDEVU İSTEYECEĞİM: Fazla değil. 3.5 ay sonra iktidara geldiğimizde bizim raporlarımızı sizinkilerle karşılaştıracağım. Kim görevini yaptı, kim yapmadı; Görevini yapanı da yapmayanı da orada göreceğim. Sayıştaya son bir şans vermek için onlardan randevu isteyeceğim. Gidip seninle özel olarak görüşeceğim. Şimdi onlarla konuştuklarımı daha ayrıntılı olarak konuşacağım.
BEYTHULMALE DOKUNMAK YANACAK: Son bir uyarı yapmak istiyorum Kemal Bey. Beytüllahim’e kim dokunursa yanacak. Buradaki halkıma bu konuda bir taahhütte bulunmak istiyorum. çeteleri temizlemek; Devlet hazinesinden sülük ve parazit çıkarma operasyonum başlamadan önce Ankara’da dev bir dijital panel kuracağım. Buna ‘çete ölçer’ adı verilecek. Ankara halkı, halktan çalınan ve geri alınan her doları bu panoda ve Türkiye’nin her yerinde görecek. Vatandaştan çalınan 418 milyar doları burada görene, o para devletin kasasına girene kadar durmayacağım. Türkiye’deki varlıkları; Yurt dışına kaçırdıkları, aile fertlerine devrettikleri, çaycıdan, şoförden sakladıkları her kuruşun peşine düşeceğim ama her kuruşun peşine düşeceğim. Varlık Kurtarma Ofisi kuruyoruz, boşuna kurmuyoruz.
BEN KEMAL GELİYORUM: Konuşuyorum. Kedi ve köpeğe aldıkları tasmalara para harcandıysa onu bile geri alırım. Bunu söyleyince hemen trollerine ‘Veda edecektin, bu ne?’ onlar söylüyor. Haksızlığa uğrayanlara elveda diyeceğim. Kime haksızlık yapılmışsa… Kime haksızlık etmişse, onunla vedalaşırım. Bu vesileyle Ali İsmail Korkmaz’ın ailesi Soma Roboski’yi uğurlayacağız. Başörtülü kızlarımıza haksızlık yapıldığı için o süreçte sessiz kaldığımız için onlara veda edeceğiz. Liste uzun… Arsız ve hırsıza yaklaşımımız çok net. Neşteri vuracağız, devlet malını geri alacağız. Seçimin ertesi günü telefonları acı acı çalacak. Açtıkları telefonda bir ses duyacaklar, ben Kemal, geliyorum.”